Ankara her yerde yazılanlar gibi ayazı bol, içinde çokça siyaseti barındırmasından dolayı biraz da gri bi şehir ama biz seviyoruz Ankara'mızı. Çünkü burayı anlamlandıran şey bence en çok da içindeki insanları. Yani insan yürüdüğü sokağı özler mi? Ben bu sene özledim!
Emrah Serbes'in de dediği gibi ben Ankaralı değil, ankaracıyım.Ankaracı olmak, Ankara dışındayken bile bir parçanın orada kalmasıdır.
Emrah Serbes'in de dediği gibi ben Ankaralı değil, ankaracıyım.Ankaracı olmak, Ankara dışındayken bile bir parçanın orada kalmasıdır.
Benim gözümden Ankaracı olmak onu ayazıyla, Güvenpark'taki hiç bitmeyen polisleriyle, dolmuş değnekçisi amcasıyla, gece Kızılay sokaklarına yayılan tezgahlarıyla, sabah erken saatlerde her yerde rahatça görebileceğiniz eskort kartlarıyla, daha gece çıkamadan biten otobüsleriyle, Tunalısıyla, seymenlerin çimleriyle, sizde deniz yok mu sorusuyla, ne yapsak Kızılay'dan Tunalıya yürüsek mi otobüs mü yapsak sorusuyla, Aspava'sıyla, Anıtkabiri'yle, Ankara'nın Dikmeni'yle, anılarıyla, denizi aratmayan mavi dolmuşlarıyla, eylemleriyle, Odtü'nün devrimiyle, denizi olmamasına rağmen sürekli taze midye satan midyecileriyle, Kızılay çiçekçileriyle sevmektir.
Ankara'da ya okunur ya da aşık olunur demişler çok da güzel demişler. Ankarayı anlatan en iyi söz belki de.
Ankara kocaman bi şehir olmasına rağmen herkes birbirini bilir. Nasıl oluyor biz de hala anlamadık ama masada bi dedikodu dönüyorsa mutlaka ortak bi arkadaş çıkar o masadan ya da arka masada hiç tanımadığınız insanların muhabbetlerinde kendi isminizi duyabilirsiniz. (Ankaralı kuralı)
Yeşil alanı az bi şehiriz o yüzden Seymenler'e, Meclis Parkı'na, Ahlatlıbel'e, AOÇ'ne, Eymir'e ayrı bi sahip çıkarız..
Kızılay'la başlayan büyüme maceramız genelde 'ne Kızılay'ı ya Tunalı'ya geçelim, Bahçeli mi yapsak?' a doğru kayar.
Kızılay benim için özeldir ama. Her apartmanın dairelerinin kafe bar olması, tüm ergenliğime ev sahipliği yapması ve belki de 4. sınıftan beri mecburiyetten sürekli bi ayağımın orada olmasıyla kopamıyorum.
Kızılay'da biraz gezdikten sonra akşam eğlenmeye Tunalı'ya geçmek ya da benim favorim bahçelide BELPA'ya gidip buz pateni yapmak, özellikle milli bayramlarda Anıtkabir'e gidip tüm şehir vatan duygusunu tek bir yürek olarak hissedip Atamızın huzuruna çıkmak Ankara'yı özel yapan şeylerden.
Tek tek gezilecek yerlerini de yazacağım Ankara'nın ama bu yazı biraz da Ankara'nın ruhunu anlatmak içindi. 4 aya yakındır gelmiyordum evime, özlemişim!
Ankara'yı çok sevmeme rağmen tercih listeme hiç Ankara yazmadım çünkü şehir dışında okumak herkesin yaşaması gereken bi tecrübe. Bunu başka bi yazımda ayrıntısıyla anlatacağım ama hem bu yüzden hem de yeni insanlar tanıma, kendimi deneme isteğimle yazdım gitti Çukurova'yı. Bu ek de biraz Adana'da her Ankara'dan geldim dediğimde OHA NİYE diyenlere gelsin :)